Türkiye’de otoriterleşen siyasal rejimin hem niteliğine hem de gelecekte nasıl bir seyir izleyeceğine, toplumu ve siyaseti nasıl dönüştüreceğine ilişkin tartışmalar yıllardır sürüyor. “Seçimli otoriterlik”, “şefçilik-Bonapartizm”, “faşizm”, “proto- ya da neo-faşizm” gibi tespitler üzerinde mutabakat bir yana sosyalistler arasında dahi ağırlıklı bir eğilimden söz edemiyoruz.
Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve TBMM Seçimlerinden bu yana, muhalefette ciddi bir moral bozukluğu, dağınıklık ve motivasyonsuzluk söz konusu. Yaklaşık 50 gün sonra “Yerel Seçimler” var ve 2019 Yerel Seçimlerinde İstanbul, Ankara dahil, Adana, Mersin gibi pek çok büyükşehir belediyesinin muhalefet blokuna geçmesinin yarattığı demokratikleşme beklentisinden eser kalmamış gözüküyor. Muhalefetten kısık sesle duyulan söz, 2023 Cumhurbaşkanı ve TBMM Seçimlerinde daha gür seslendirilen, “bu seçimleri de kazanırsa, iktidarın Anayasa’yı değiştirip, kendi istediği Türkiye’yi kurmasının önündeki son engellerin de ortadan kalkacağı”dır. Bu anlamda bir yol ayrımında olduğumuzdur.
Bu ortamda Praksis Güncel’in ilk tartışma dosyasını oluşturmayı gerekli görüyoruz. Seçimler sonrasında sonuçların nedenleri ve anlamı üzerine tartışmayı sürdürecek tüm kesimleri, seçimler öncesinde bu sürece ilişkin yaklaşım, tespit, somut hedef ve önerilerini ortaya koymaya çağırıyoruz. Seçimler sürecine ilişkin bireysel olduğu kadar kolektif değerlendirmelerinize de yer vermek istediğimizi belirtmek isteriz. Bu çağrıya olumlu yanıt verip, yazılarını bizlerle paylaşacaklara şimdiden teşekkür ediyoruz.
Yazılarınızı praksisguncel@gmail.com adresine yollayabilirsiniz.