Praksis Güncel

güncel tartışma platformu

Kriz Notları | Faiz indirimleri başladı, peki ya sonrası?

Bu içeriği paylaş:

Ekonomistler Doç. Dr. Ümit Akçay ve Dr. Ali Rıza Güngen, son Kriz Notları programında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 11 Eylül tarihli faiz indirimi kararını ve küresel enflasyon tartışmalarını mercek altına aldı.

Beklenen faiz indirimi gerçekleşti

Merkez Bankası’nın 200-250 baz puan civarında gerçekleştirdiği faiz indirimi, piyasa beklentileri doğrultusunda değerlendirildi. İkinci tur faiz indirimlerinin başladığını ve bu döngünün ilk tura kıyasla daha başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtildi. Enflasyonun baz etkisi ve dövizin kontrollü değersizleştirilmesi nedeniyle gerilerken, faizlerin yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 10’luk bir indirim görmesi bekleniyor.

Büyüme ve istihdam paradoksu

Yüksek faize rağmen beklenen düşük büyüme rakamlarının gelmemesi dikkat çekti. İstihdam cephesinde ise karmaşık bir tablo ortaya çıkıyor. Manşet rakamlara göre işsizlik azalırken, tekstil gibi emek yoğun sektörlerde istihdam kaybı yaşanıyor. Bu kaybı, deprem bölgesindeki yoğun konut yapım faaliyetlerinin emdiği gözlemleniyor.

Yüksek faizin yan etkileri büyüyor

Programda iki kritik risk faktörü incelendi. Yabancıların TL swap stoğundaki artış, sıcak para girişlerini işaret ediyor.  Paranın “girdiği hızla çıkabilen” özelliğinin olası jeopolitik krizlerde büyük risk oluşturduğunu vurgulandı.

Daha da kritik olan konu ise döviz cinsi ticari kredilerin tekrar artış trendine girmesi. 200 milyar dolara yaklaşan bu borç stoğunun, 2027-2028 seçimleri öncesinde ekonomi yönetimi için ciddi bir baş ağrısı yaratabileceği ifade edildi.

Küresel enflasyon teorileri sorgulanıyor

Pandemi sonrası enflasyon tartışmalarında dört ana anlatı öne çıkmakta. Geleneksel parasal genişleme ve emek piyasası ısınması teorilerinin yanında, arz yönlü şoklar ve şirket kârları gibi alternatif açıklamalar da gündemde. Özellikle dikkat çeken nokta, Avrupa ve ABD merkez bankalarının bile artık sadece geleneksel açıklamalara bağlı kalmadığı ve “satıcı enflasyonu” gibi kavramları gündemlerine aldığı. Bu durum, 1970-80’lerde oluşan enflasyon anlayışının sorgulanmaya başlandığını gösteriyor.

Fed’den destek geliyor

Fed’in faiz indirimlerine başlaması ve yıl sonuna kadar yeni indirimlerin gündeme gelmesi, Türkiye Merkez Bankası’nın elini uluslararası anlamda rahatlatıyor. Küresel enflasyon ortalamalarının da düşüş trendinde olması, bu süreci destekliyor. Akçay ve Güngen, önümüzdeki dönemin faiz indirimlerinin devam edeceği bir süreç olacağını, ancak enflasyonla mücadele anlayışının küresel olarak köklü bir değişim geçirebileceği de vurguladı. Türkiye’deki gelişmeler bu küresel tartışmaların yerel yansımalarını oluştururken, jeopolitik riskler ve yapısal sorunlar dikkatli takip edilmesi gereken konular olarak öne çıkıyor.

(Evrensel)

(*) Bu program, daha önce Evrensel web sitesinde yayınlanmıştır.

Ali Rıza Güngen

Siyaset Bilimci, araştırmacı ve çevirmen. Borç yönetimi, finansallaşma, Türkiye siyaseti, devlet bankaları ve küresel Güney alanlarında araştırmalarda bulunuyor. 2013 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin Genç Sosyal Bilimci ödülüne ve Behice Boran Özel Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye'de üniversitelerde çalışması yasaklandığı için Kanada'da okutman ve araştırmacı olarak çalışıyor.

Ümit Akçay

Doç.Dr. Ümit Akçay, 2017'den bu yana Berlin School of Economics and Law'da ders vermektedir. Akçay, Finansallaşma, Borç Krizi ve Çöküş: Küresel Kapitalizmin Geleceği (Ankara: Notabene, 3. baskı, 2019) kitabının ortak yazarı ve Para, Banka, Devlet: Merkez Bankası Bağımsızlaşmasının Ekonomi Politiği (İstanbul: SAV, 2009) ile Kapitalizmi Planlamak: Türkiye’de Planlamanın ve Devlet Planlama Teşkilatının Dönüşümü (İstanbul: SAV, 2007) kitaplarının yazarıdır.

Bu yazı için gösterilecek etiket bulunmamaktadır.