Praksis Güncel

güncel tartışma platformu

Kriz Notları | Yüksek faizle büyüme nasıl mümkün oldu?

Bu içeriği paylaş:

Ekonomist Dr. Ümit Akçay ve Dr. Ali Rıza Güngen, “Kriz Notları” programının bu haftaki bölümünde, Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi ve iktisadi çalkantıları analiz etti. CHP İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanmasıyla tırmanan siyasi gerilimin gölgesinde, açıklanan son büyüme ve enflasyon verilerini değerlendiren ekonomistler, Mehmet Şimşek programının yarattığı paradoksları ve Orta Vadeli Program’ın (OVP) gerçekçiliğini tartıştı.

  • Yüksek faiz ortamına rağmen, deprem sonrası inşaat faaliyetlerinin etkisiyle ekonomi beklentilerin üzerinde bir büyüme kaydetti.
  • Mehmet Şimşek programı, kamu harcamaları eğitim ve sağlık gibi sosyal alanlarda azalırken, faiz ödemeleri için ayrılan bütçe artırıldı.
  • Toplumun üst gelir grubunun artan talebi, yüksek faize rağmen enflasyonun yapışkan kalmasına ve ekonomik canlılığın sürmesine neden olmakta.

Programda, yüzde 50’ye yaklaşan faiz oranlarına rağmen ekonominin beklentilerin üzerinde yüzde 4.8 büyümesi merkezî bir tartışma konusu oldu. Geçmişteki yüksek faiz dönemlerinin aksine bir daralma yaşanmamasının temelinde, deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin tetiklediği inşaat sektöründeki canlanmanın yattığı belirtildi. Ancak bu büyümenin, yüksek faiz ortamından gelir elde eden küçük bir kesimin talebini artırırken toplumun geniş kesimlerinin alım gücünü baskılayan derin bir gelir eşitsizliği üzerinden sağlandığı vurgulandı.

Gerçeklikten uzak OVP

Yeni açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) ise 2010’lu yıllardaki gerçeklikten kopuk hedefler içeren programlara benzetildi. Programın hem yüksek büyüme, hem düşen cari açık, hem de reel olarak değer kaybetmeyen bir Türk Lirası öngörmesinin birbiriyle çeliştiği; Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları çözülmeden bu hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığı ifade edildi. Ayrıca, siyasi baskıların ekonomiyi durma noktasına getireceği yönündeki yaygın beklentinin, iktidarın elindeki ekonomik araçlar ve artan eşitsizliği yönetme kapasitesi nedeniyle yanıltıcı olabileceği tartışıldı.

  • Yeni açıklanan Orta Vadeli Program, hem yüksek büyüme hem de reel olarak değerini koruyan bir Türk Lirası öngörerek, Türkiye’nin geçmiş ekonomik tecrübeleriyle çelişen hedefler ortaya koymakta.
  • İktidarın elindeki ekonomik araçlar ve baskı mekanizmaları, siyasi gerilimlerin ekonomiyi durma noktasına getireceği beklentisini boşa çıkarabilecek güçte.

(Evrensel)

(*) Bu program daha önce, Evrensel gazetesi web sayfasında yayınlanmıştır.

 

Ali Rıza Güngen

Siyaset Bilimci, araştırmacı ve çevirmen. Borç yönetimi, finansallaşma, Türkiye siyaseti, devlet bankaları ve küresel Güney alanlarında araştırmalarda bulunuyor. 2013 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin Genç Sosyal Bilimci ödülüne ve Behice Boran Özel Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye'de üniversitelerde çalışması yasaklandığı için Kanada'da okutman ve araştırmacı olarak çalışıyor.

Ümit Akçay

Doç.Dr. Ümit Akçay, 2017'den bu yana Berlin School of Economics and Law'da ders vermektedir. Akçay, Finansallaşma, Borç Krizi ve Çöküş: Küresel Kapitalizmin Geleceği (Ankara: Notabene, 3. baskı, 2019) kitabının ortak yazarı ve Para, Banka, Devlet: Merkez Bankası Bağımsızlaşmasının Ekonomi Politiği (İstanbul: SAV, 2009) ile Kapitalizmi Planlamak: Türkiye’de Planlamanın ve Devlet Planlama Teşkilatının Dönüşümü (İstanbul: SAV, 2007) kitaplarının yazarıdır.

Bu yazı için gösterilecek etiket bulunmamaktadır.